Stres ve Beyin Sağlığı

Stres ve Beyin Sağlığı

“Duvarı nem, insanı gam yıkar.” Hepimiz günlük hayatta bir şeyler için geriliyor ve strese giriyoruz. Tüm gün trafikte, işte, okulda stres altında yaşayan günümüz insanının sağlığı çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.

Stressiz bir hayata adım atmanın temelleri

Stres tabii ki sosyoekonomik koşullar ve çevresel faktörler ile birlikte değerlendirilmeli, ancak stresli olmamızda beyindeki kimyasalların, hormonların ve genlerin de etkisi var. Stresin kaynağı aile, iş hayatındaki gerginlikler, özel ilişki problemleri olabiliyor veya eve dönüş yolundaki bitmeyen trafik gibi çok basit bir konu bile bizi strese sokabiliyor.

Aslında stres normal şartlarda bizi tehdit eden bir durumla karşılaştığımızda oluşması gereken bir tepkidir, ama biz e-mail atmak, telefon açmak, toplantıya yetişmek için bile strese giriyoruz. Uzun süren stres vücudumuzda hem fizyolojik hem psikolojik sorunlara yol açıyor, yaşanılan bu sorunlar ise aslında vücudumuzun strese karşı yardım çağrısı. Vücudumuz bize “dur artık bu kadar stres ile kendine zarar veriyorsun” demeye çalışıyor.

Stres vücuda neler yapıyor?

Öfke, stres, kaygı sadece duygusal birer tepki değil vücudumuza tepeden tırnağa zararları olan duygulardır. İnsan beyni etraftan gelen tehdit edici her şeyi algılayan tarama cihazına sahip. Bu sistem alarm verdiğinde bizi dış tehditlere karşı uyaran adrenalin hormonu salgılanıyor. Bu da kalp hızını ve tansiyonumuzu yükseltiyor. Beynimiz hızlı düşünmek için daha fazla oksijen almaya çalışıyor ve nefes alış verişimiz hızlanıyor. Vücut dengesi değişir; gözbebekleri genişler, üşüme hissi başlar, sık nefes alırsınız hatta bazen nefes yetmiyor gibi hissedersiniz, kalp çarpıntıları olur, kaslarınız gerginleşir, kabızlık problemi olur. Stres yüksek tansiyon, baş ağrıları, kas gerginliği, sindirim sorunları gibi fiziksel yakınmalara;  ağlama krizleri, değersizlik duyguları, huzursuzluk ve endişe gibi ruhsal yakınmalara ve boşluk hissi, hayatın anlamını yitirmesi, aşırı kafa karışıklığı gibi manevi sorunlara neden olur.

Hızlı bir yaşam tarzı vücudu stresle yükleyebilir

Aslında biz stresi ikiye ayırıyoruz. Kısa süreli olan pozitif stres ‘östres’, sizi motive eder, enerjik olmanızı sağlar, odaklanmayı arttırır, kısa vadelidir ama limitlerinizi zorlar. Uzun süren negatif stres ‘distres’ ise, size sıkıntı verir, endişeye ve paniğe neden olur, zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklara yol açar. Ne yazık ki, yoğun koşuşturmalı yaşam tarzı, bizi kronik stresli hale getirir ve zamanla hasta eder. Stres, algılanan kötü bir olaya, saldırıya veya hayati tehdide yanıt olarak ortaya çıktığı için beyinde alarmlar çalınır ve “savaş ya da kaç tepkisi” yani sinir sisteminin aşırı uyarılması gerçekleşir. Eğer stres tepkisi, yaşanan stresli olayla birlikte kaybolmazsa ve kronik hale gelirse, bu beyindeki sürekli aktif stres yanıtı, vücutta iltihaplanma sürecini başlatır ve bağışıklık sisteminin normal işlevini bozar, böylece savunmasız kalırsınız. Uzun süreli stres vücudu yoğun stres hormonu kortizolün etkisinde bırakır. Bu da hastalık sürecini hızlandırır; kolesterolü artırır, hipertansiyona, koroner kalp hastalığına neden olur, insulin direnci gelişir. Bir sürü kronik hastalık peşpeşe gelir; geçmeyen ağrılar, depresyon, unutkanlık, halsizlik, diyabet, uykusuzluk, sindirim sorunları, duygusal dengesizlikler, cinsel istekte azalma görülür.

42 yaşında yoğun çalışan iş adamı hastam bana ‘gecenin 3’ünde uyanıp bir daha uyuyamıyorum’ şikayeti ile gelmişti. Gece uyuyamadığı için gün boyu da halsizlikten yakınıyordu. Tetkiklerinde tüm gün kortizolü yüksek düzeylerde bulundu. Bu hastamızda kortizolü yükselten sebepleri araştırmak yerine, basit bir uyku hapı verirsek yanlış yapmış oluruz. Bu tür hastalarda nedene yönelik stres algılamasını azaltan tedaviler, vücutta stresin yol açtığı iltihaplanmanın azaltılması, uyku düzeninin sağlanması, antioksidan, C ve B vitamini magnezyum, çinko destekleri, ve egzersiz programı şeklinde bir tedavi kombinasyonu vermek gerekiyor.

Televizyonda bir vitamin reklamı görüyorum; ‘hayat bir maraton, başarılı olmak zor en iyisi olmalıyım gün boyu konsantre olmalıyım. Asla pes etme’ diyor. Bir hapla maratonda başarılı olacağım diye düşünüyorsunuz, ama kendinize ayırdığınız hiç zaman yok, uykunuz sağlıksız, dinlenmeden çalışıyorsunuz, düzenli bir egzersiz için zamanınız yok; hayat bir maraton koşmalısın algısı içinde bir multivitamin almak hiç bir işe yaramayacaktır.

Negatif stres sağlığınızda nelere malolur?

  1. Kötü yemek seçimleri yapmanıza ve daha fazla kilo almanıza neden olur. Kilolarınızın bir sebebi de yaşadığınız strestir. Stresli olduğunuzda, sağlıksız yiyecek seçimleri yapma olasılığınız daha yüksektir. Stres hormonu kortizol beynin serotonin ve dopamin seviyesini düşürür. Abur cuburlara, daha şekerli ve yağlı yiyeceklere karşı duyulan arzu artar. Bu yiyecekleri yediğinizde, kandaki insülin seviyeleri artarak beyinde serotonin salgılanır. Aniden daha iyi hissedersiniz ve bu yolla ruh halinizi iyileştirmeye çalışırsınız. Ancak bu serotonin mutluluğu, çok uzun sürmez ve kısa süre sonra genellikle tekrar yorgun ve daha aç hissedersiniz. Öte yandan, stres altındaki beyinde, sempatik sinir sistemi yönetimi ele alır. Bu şu anlama gelir: Normal olmayan olağanüstü bir tehdit altındasınız; önceliğiniz koşmak, kaslarınızın çalışması, hızlı düşünmek, hızlı nefes almak ve açlık sorununuz olabileceğinden hayatta kalabilmek için mümkün olduğunca etraftaki tüm yağlı ve şekerli yiyecekleri tüketmek ve bunları yakmak yerine yağ olarak depolamak. İşte tam da bu sebepten, eğer kronik stres altındaysanız ve sempatik sinir sisteminiz uyanıksa, bir dilim ekmekten normalde alacağınız kalorinin çok daha fazlasını alırsınız. Ayrıca stres altında daha fazla açlık hormonu leptin ve daha az tokluk hormonu ghrelin üretilir. Dolayısıyla tartının artan ibresine dur demek istiyorsanız, önce rahatlamaya ve stres seviyelerinizi azaltmaya çalışın.
  2. Bir türlü fiziksel egzersiz yapmaya başlayamamanızın sebebi motivasyon eksikliği ise, bunun nedeni stresinizdir. Stres enerji seviyenizi düşürür ve sizi hareketsizliğe yöneltir. Oysa, stresli anınızda kendinizi spor yapmaya zorlarsanız, spor ile stres ve kaygı seviyeleriniz azalır ve bir dahakine spor yapmak için kendinizi daha motive hissedersiniz.
  3. Uyku düzeninizi bozabilir. Stres ve uyku arasında karmaşık bir ilişki var. Stres, uyku bozukluğuna neden olur ve uyku bozukluğu da stresi daha çok tetikler. Ayrıca uyku problemleri pek çok rahatsızlıkla yakından ilişkilidir. Uyku bozukluğu olanlarda bağışıklık sistemi zayıflar; şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, depresyon, anksiyete, kronik yorgunluk, kilo alımı için risk artar.
  4. Bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Kronik stres, sempatik sinir sistemini uyandırdığından, vücudun daha çok heyecanlı olmasına ve daha çok iltihap üretmesine, ayrıca bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur. İyileşme sürecine yardımcı olan sitokinlerin salınmasını yavaşlatır. Kronik stresli kişilerde soğuk algınlığı, grip, zona, fibromiyalji gibi hastalıklar daha sık görülür.
  5. Sindirim problemlerine neden olabilir. Bağırsaklarımız ikinci beynimizdir. Heyecanlandığınızda, karnınızda uçuşan o kelebeklerin nedeni de budur. Sinir hücreleri arasında sinyal gönderen “mutluluk kimyasalı” serotoninin çoğu bağırsağınızdadır ve duygusal olarak kötü dönemlerde sinir sinyali ve serotonin tepkiniz bozulur; bulantı, hazımsızlık, reflü, ishal, kabızlık, gaz ve şişkinlik gibi rahatsızlıklar yaşarsınız.
  6. Kalp krizi veya felç riskini artırabilir. İnsanlar yoğun stres altında olduklarında kalp krizi veya felç geçirebilirler. Stres kortizol ve adrenalin salgılamasını uyarır. Kalp atış hızınız ve kan basıncınız artabilir. Devam eden stres ile kalbin kanı vücuda pompalamak ve dolaştırmak için, artan kan basıncına karşı koymak için daha fazla çalışması gerekir. Kan basıncındaki dalgalanmalar ve yükselmelerle, kalp krizi veya felç geçirme riskiniz artar.
  7. Kronik stres depresyon, anksiyete, demans ve Alzheimer hastalığı ile ilişkilidir. Strese bağlı tetiklenen beyindeki iltihaplanma, nörolojik ve psikiyatrik bozuklukların önemli bir kaynağıdır. Kronik yüksek kortizol seviyeleri, sinir yapıda değişiklikler yapar ve yeni sinir bağlantıları kurma yeteneğini zayıflatır. Stres vücudun Alzheimer hastalığının nedeni olan beyinde amiloid-beta proteinini temizleme yeteneğini bozar. Stres, serotonin ve dopamin gibi ruh halini etkileyen önemli maddeleri etkileyerek depresyon ve ankyiete gelişme riskini %80 artırır.

Vücudunuz size ne anlatmak istiyor?

Sohbet sırasında konuşmanıza dikkat etmeyen biri olduğunda sesinizi yükseltmişsinizdir veya sizi dinlemesi için kolunu çekiştirmişsinizdir. Söylememiz gereken önemli bir şey olduğunda hepimiz dinlenilmek isteriz, işte vücudumuz da bize bazı şeyleri anlatmak ve dinlenilmek istiyor. Ama biz maalesef dinlemiyoruz, o da dinlenilmek için çığlık atıyor ve bu çığlık çoğu zaman anksiyete, kilo alımı, depresyon gibi hastalıklar şeklinde ortaya çıkıyor. Zihniniz ve bedeniniz arasında bağlantı kurarak dinlemeyi öğrenirseniz, vücudunuzun size göndermekte olduğu mesajları okuyabilirseniz, işte o zaman vücudunuza sizden istediğini verebilirsiniz.

Bazen duygusal ihtiyaçlar gibi hissettiren şeyler gerçekte fiziksel ihtiyaçlar olabilir. Canınız “biftek yemek” istediğinde, vücudunuzun protein ve demire ihtiyacı olabilir. Ya da işteyken içinizden “işimden nefret ediyorum” dediğinizde, belki de vücudunuzun bir molaya ihtiyacı var ve biraz temiz hava almanız, hareket etmeniz veya uyumanız gerekebilir. Vücudunuz ve zihniniz arasındaki bağlantıyı fark etmek istiyorsanız, her ikisini de dinlemelisiniz.

Prof. Dr. Derya Uludüz